Перевод: с турецкого на все языки

со всех языков на турецкий

her durumda

  • 1 her durumda

    adv. in any event

    Turkish-English dictionary > her durumda

  • 2 her hâlde

    1) ( büyük bir ihtimalle) mit großer Wahrscheinlichkeit, höchstwahrscheinlich, aller Wahrscheinlichkeit nach
    2) ( her durumda) auf jeden Fall; ( mutlaka) unbedingt
    \her hâlde gelmelisiniz Sie müssen unbedingt kommen

    Sözlük Türkçe-Almanca kompakt > her hâlde

  • 3 her

    "every, each. - an at any moment. - aşın kaşığı busybody, meddler, interloper. - bakımdan in every respect. - bir each, every single. - biri each one, every one (of). - biri başka bir hava çalmak for everyone (in a group) to behave and think differently from everyone else (in that group); for everyone to have a different opinion. - boyayı boyadık da fıstıki mi kaldı? colloq. Even though we´ve yet to do the fundamental things, you´re already talking about the finishing touches. - boyaya girip çıkmak colloq. to have worked at many different jobs. - daim always. - defa/defasında each time. - dem always. - dem taze 1. young-looking, vigorous for his/her age. 2. evergreen (plant). - derde deva cure-all, panacea. - durumda no matter what, in any case. - gördüğü sakallıyı babası sanmak colloq. to be easily fooled by appearances. - gün every day. - güzelin bir kusuru/huyu vardır. proverb Even the most attractive people and things have their drawbacks. - hal see herhalde. - halde see herhalde. - halü kârda see herhalükârda. - havadan çalmak 1. to be versatile. 2. to claim to be knowledgeable about many different things. - horoz kendi çöplüğünde/küllüğünde öter/eşinir. proverb A person will lay down the law on the turf that is his/her own. - hususta in all respects, from all points of view, in every way. - ihtimale karşı keeping every possibility in mind; just in case. - işe burnunu sokmak to poke one´s nose into everything. - işin başı sağlık. proverb The success of a project is greatly dependent on the good health of those involved in it. - işte bir hayır vardır. proverb Everything we experience in life has its positive side. - kafadan bir ses çıkmak for everyone to be talking all at once. - kim whoever. - kim olursa olsun no matter who it is, whoever it may be. - koyun kendi bacağından asılır. proverb The trouble people get themselves into is usually of their own making. - kuşun eti yenmez. proverb Not every person will bend to your will. - nasılsa somehow or other. - ne whatever. - nedense somehow, for some reason or other. - ne hal ise anyhow, anyway. - ne ise 1. so anyhow. 2. whatever the cost. 3. Anyway,.../Let´s forget it. - ne kadar although, however much. - ne pahasına olursa olsun at any cost. - nerede wherever. - ne zaman whenever. - şey everything. - şeye burnunu sokmak to poke one´s nose into everything. - tarafta all around, everywhere, on all sides. - taraftan from everywhere. - tarakta bezi olmak to have a finger in every pie. - tarladan bir kesek random talk. - telden çalmak 1. to be versatile. 2. to claim to be knowledgeable about many different things. - yerde everywhere. - yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır. proverb Everybody cherishes his own way of doing things. - yiğidin gönlünde bir aslan yatar. proverb Everybody cherishes an ambition. - yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır. proverb All problems eventually get worked out. - zaman always."

    Saja Türkçe - İngilizce Sözlük > her

  • 4 sıvı yağ

    زيت [زَيْت]

    Türkçe-Arapça Sözlük > sıvı yağ

См. также в других словарях:

  • her halde — 1. mutlaka, her durumda. ♦ her vakit her zaman, daima …   Osmanli Türkçesİ sözlüğü

  • her telden çalmak — 1) her çeşit işi yapabilir durumda olmak 2) birçok konuda bilgisi olmak Senin anlayacağın, her telden çalıyor benim çocuklar. A. Kulin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • nasıl olsa — her durumda, er geç Ölüm nasıl olsa gelecek diye düşündü. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ne olursa olsun — her durumda, olumlu veya olumsuz bütün şartlarda anlamında kullanılan bir söz Ne olursa olsun tahtı ele geçirmek amacını gütmüyorum ben. T. Oflazoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • iyimserlik — is., ği 1) Genellikle her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren bir tutum veya kişilik özelliği, nikbinlik, optimizm Ona eşlik eden iyimserlik havası, bir an olsun bulutlanmasın istiyorduk. H. Taner 2) Her şeyi en iyi yanından gören, her… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demir tavında dövülür — her iş zamanında ve uygun durumda yapılır anlamında kullanılan bir söz Uzun hoca bu son sözünde pişman oldu. Demir tavında dövülür ama bu demir o demir mi? K. Tahir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • günü gününe uymaz — her zaman aynı durumda bulunmaz, kararsız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ne yapıp yapıp — her ne durumda olursa olsun bir çözüm yolu bularak Seni ne yapıp yapıp memleketine göndereceğim. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • durmak — nsz, ur 1) Hareketsiz durumda olmak Motorlu su taşıtlarından biri de kanal rıhtımının tam bizim önümüze düşen bir noktasında demir atmış duruyordu. Y. K. Karaosmanoğlu 2) İşlemez olmak, çalışmamak Bileğimdeki saat durmuş. A. Gündüz 3) Bir yerde… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»